TEBLİĞ EDİLDİ: ECZANELER BATACAK Değerli Meslektaşlarımız,
Tüm bu değişiklikler, eczane ekonomisi açısından da önemli bir küçülmeye işaret ettiği gibi, eczane içindeki bürokrasiyi de artıracak şekilde, eczacının yaşama koşulları düşünülmeden ve yine eczacıların meslek örgütüne görüşü sorulmadan yapılmıştır.
Yapılan ilk hesaplamalara göre, bu uygulamalar hayata geçtiğinde kamu ilaç fiyatlarında 2.3 milyar TL’lik (yüzde 14.5’lik) bir daralma olacaktır. Bu daralmanın eczacılara yansıması 550 milyon TL olacaktır ki, bu da eczanelerin bir gecede yüzde 15 oranında küçülmesi demektir. Bütün bu “tasarruf önlemlerini” alanlar şunu gözden uzak tutmamalıdır. Pazarın yüzde 20 büyüdüğü doğrudur, ama bu uygulamalarla yüzde 20 daralma bu büyümede hiç suçu olmayan eczaneye ve hastaya fatura edilecektir. Nüfusa dayalı faktörler ve talep artışı gibi olağan büyüme dışında, pazarın büyümesinin nedeni akılcı ilaç kullanımının olmaması, eşdeğer ilaç politikaları tam olarak uygulanmaması, ilaç şirketlerinin promosyon faaliyetlerinin denetlenememesi, Türkiye’nin hastalık temelli tedavi kılavuzları olmamasıdır. Bunun için Pazar yüzde 20 büyümüştür ama o pazarın büyümesinden nemalanarak büyüyenlerle şimdi küçültülenler aynı aktörler değildir. Kriz ortamında yüzde 20 büyüyen bizler değil, bazı ilaç şirketleridir. Kamu ise açıkça sanayiden alamadığı tutarın bedelini eczacılara ödetmektedir. Gelinen noktada, eczacıların kazançları sadece ilaç fiyatlarına bağlıdır. Bu nedenle de ilaç fiyatlarındaki bu kadar radikal bir düşüş, eczane karlarına çok ciddi bir biçimde yansıyacaktır. Zaten sağlıkta dönüşüm programı ile yapılan uygulamalar ve ekonomik kriz, eczane net karlılığını önemli oranda azaltmıştır. Bir de bu uygulamalar dizisinin hayata geçmesi, pek çok eczanemiz için eczane hizmetlerinin sürdürülememesi anlamını taşıyacaktır. Diğer yandan, bu uygulamalar bütünü, hem getirilen yeni ek maliyetler nedeniyle hem de eczanelerin kapanması gündeme geleceğinden, hastalar için de sağlık hizmetlerinin erişimi son derece zorlaştıracaktır. Global bütçe tartışmalarının yapılmaya başlandığı Haziran ayından beri Birliğimiz, yukarıdaki tespitlerini sektörün tüm tarafları ile paylaşmakta, eczacının bu tablodan korunması için, mutlaka meslek hakkının verilmesi ve bizlerin yüzdesel ticari kazanca doğrudan bağlı olarak değil, profesyonel emeğimizin karşılığını alarak çalışması konusunda çeşitli önerilerini her platformda dile getirmektedir. Son olarak, Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ ile 17.09.2009 tarihinde (dün) yapılan görüşmede de bu konu dile getirilmiştir (Sayın Bakan’a sunulan meslek hakkı raporu için lütfen eke bakınız). Ocak 2009 Protokolü’ne aykırı olarak SUT hükümlerinin 1.10.2009’dan itibaren geçerli olması konusunu; Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına karşın, muayene ücretlerinin kat be kat fazlasıyla yeniden gündeme gelmesi ve yine SGK ile yaptığımız Protokol’e aykırı olarak özel hastane muayene ücretlerinin bir kısmının eczanelerden tahsil edilmesini kabul edilemez bulduğumuzu ve bu konu ile ilgili olarak tüm hukuki girişimler de dahil olmak üzere süreci başlatacağımızı ilan ediyoruz. Eczacı ve eczacı örgütü için 15-16 Ocak ve 21 Aralık tarihlerinin önemi büyüktür.Yeni bir tarih yazmak gerekiyorsa bu örgüt daha akılda kalanını, daha güçlü bir biçimde yazmaya hazırdır. Çünkü herkes bilmelidir ki, bizim feda edecek tek bir eczanemiz bile yoktur. Eczacı kamuoyuna saygılarımızla duyururuz. TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep AKDAĞ'a sunulan Meslek Hakkı Raporu için tıklayınız... Word http://www.teb.org.tr/images/upld2/haberler/6DZ20090918181617MESLEKHAKKI.doc | |
Okunma sayısı: 9650 | ![]() |